Artık her şeyin tasarım olduğu bir zamana geçiş yaptık. Ürünün güçlü ve etkili olmasını sağlayan en önemli ölçü birimi tasarımdır. Ürün tasarımı farkınızı yansıtır, sizi değiştirir ve geleceğe taşır. Zamansız tasarım kavramının değer bulması ile tasarım endüstrisindeki değişim çoktan başladı. Şimdi bu değişime ayak uydurmanın zamanıdır. Bir ürünü tasarlarken, dünya üzerindeki etkisini düşünüyoruz. Artık her şey çok geniş bir çerçevede konumlanıyor. Bir ürünün ne kadar iyi göründüğü hususundaki düşüncelerimiz için bile zaman kavramını ortadan kaldırıyoruz. Buna “Zamansız Tasarımlar” diyoruz.
Cesur ve zamansız tasarımlar yapma zamanı!
Birkaç yıl, evet sadece birkaç yıl öncesinde uzun vadeli planlamalar yapabiliyorken, şimdi hızlı tüketen bir toplumun bizi sürekli “Hadi, devam et!” uyarısıyla, canlı kalıyoruz. Ve neredeyse 7 gün 24 saat!
Hızlı tüketiyor, hızlı değişiyoruz. Toplum aslında tek bir yörüngede dönüyor, ürün tasarımı ve pazarlama bütünlüğünün onları çektiği yere doğru biraz yaklaşıyor, alacağını alıyor ve bir sonraki satın alma evresine geçiş yapıyor. Burada ilk algıda birbirlerinden farklı gibi görünen, 6 değişik katmanı ele alacağız.
Bu katmanların her birini ayrı bir dünya olarak düşünün. Aslında her bir katman hakkında detaylı bilgilere sahip gibiyiz. En azından öyle olduğumuzu düşünüyoruz. Biz tasarımcılar bir araya geldiğimizde, toplumu etki altında bırakabileceğimiz beyin fırtınası sonuçlarına varabiliyoruz. Mesela; Moda. Ne kadar hızlı değiştiğini görebiliyor musunuz? Dinç, sağlıklı ve ufkun bile gözükmediği bambaşka bir dünya! Moda dikkat çeker, trendleri belirler ve hatta renkleri farklı sektörleri etkiler. Moda kitleler üzerindeki sürükleyici etkisi ile sıradışı bir ilham kaynağıdır. Aslında anlam derinliği yoktur. Detaylara inilmeye başlandıkça ve katmanlar arası gezindikçe, cezbedici özelliğini yitirmeye başlar.
Bu altı katman farklı hızlarla, kendi eksenleri etrafında dönüyor. Birbirleriyle hiçbir bağı yok. Örneğin, yönetim ile moda bir arada olabilir mi? Hayır, farklılar. Hızla değişiyor, hiçbir katman birbirini yakalayamaz. Birbirleriyle örtüşemezler.
Daha derine indikçe gerçekleri fark etmeye başlıyoruz. Moda gibi bir şeyden neden ve nasıl zevk alabildiğimizi sorguluyoruz. Sadece “Doğa” bizim için derinlik ifade ediyor. O dünya’nın bir eşi yok, müdahale edilemez ve maalesef sadece yok edilebiliyor. Bağlı olduğumuz, ilham aldığımız ve hep orada olmak istediğimiz yer; Doğa. Moda? Kimin umurunda! Tüm mesele bu katmanları birbirleriyle ilişkilendirebilmekte. Bunu yapabildiğimizde, yani imkansız görüneni başarabildiğimiz zaman, işte size yeni bir ürün tasarımı dünyası!
Ürün tasarımlarına hız katmanlarını nasıl uygularız?
Temel çerçeveyi biraz anlayabildiğimizi düşünerek, ürün tasarımlarında farklı bir boyuta geçiş yapabileceğimiz bir alana, hız katmanlarına doğru yolculuğumuza başlayabiliriz. Bu tam anlamıyla gezegenler arası harika bir yolculuk olacak. Hazır mıyız?
9 farklı tasarım katmanını ele alıyoruz.
- Görsel Tasarlama
- Etkileşimleri Tasarlama
- Akışları Tasarlama
- Ürünün Tamamını veya Bölümlerini Tasarlama
- Uygulamaları / Ürünleri Tasarlama
- Tasarım Ekipleri
- İşletmeleri Tasarlama
- Toplumu Tasarlama
- Doğayı Tasarlama
Bu katmanlar markanın hız katmanlarıdır. Biz burada bir nevi markanın motorunu üretiyoruz. Bunun için bu katmanlara ihtiyacımız var. Bakış açılarımızı tamamen değiştiriyor, yenileniyoruz, hızlı ve sık değişen katmanları markamıza entegre etmeliyiz. Ürün tasarımı için ihtiyacımız olan temel hammaddeler bunlar.
Öncelikle görsellerin ve etkileşimin dış katmanlar olduğunu bilmeliyiz. İnsanları etki altında bırakma meselesini bir kenara koyup, katmanlara baştan sona kadar odaklanmalıyız. Bir uygulama tasarımında renkleri ve çizimleri değiştirmek kolaydır. Ancak tüm akışı değiştirmek, hatta uygulamanın tasarımını tamamen yeniden yapmak çok daha uzun sürecektir. Görsellerin duygusal bir etkisi olsa da, bir uygulamadaki yeni bir özellik tüketicinin hayatında çok daha derin bir etkiye neden olabilir. İşte bu, katmanlar arasındaki etkileşimdir. Kuvvet buradan doğmaktadır.
Katmanlar arası baştan aşağı inildiğinde, aşağılara doğru, işlerin daha da yavaş ilerlediğini fark ediyoruz. Buradaki mesele ilgimizi çekmiyor, basit gibi duruyor. Müdahale şansımız az veya etkileyici özelliklerimiz kaybolmuş gibi bir şey. Öyle mi dersiniz?
Burada etkiler çok büyük olabilir. Dikkat edilmelidir. Bir ekip oluşturuyorsunuz, bunu aceleye getiriyorsunuz, sonunda hüsran yaşıyorsunuz. Aslında iyi bir ekibin oluşması 1-2 yıl sürebiliyor. Bunu biliyor muydunuz?
Alt gelir grubuna yönelik finansal hizmetler sunan bir araç oluşturuyorsanız, bunun size dönüşü tahmin ettiğinizden çok daha fazla sürebilir. Çalışmalarınızın meyvesini hemen yemeniz mümkün olmayabilir. Her şey yavaş akıyor olabilir. Ancak şunu bilmeniz gerekir: Her şey yavaş gidiyor fakat etki derinliği tartışılmaz boyutta!
Günümüzde çoğu dijital ve sosyal platform sürekli sıcak tartışmaların içerisinde yer alıyor. Ve bunu tüm dünya konuşuyor! Dolayısıyla hepsi, çoğu zaman işin tam merkezindeler. Dünya’nın her yerine sürekli yükselen bir trende sahip “yolculuk paylaşım uygulamaları”. Bu şirketler yerel yönetimlerden ve hükümetlerden çok daha hızlı hareket ediyor, istediklerini uygulayabiliyor, insanların hayatlarına kolaylıkla dokunabiliyor ve onları kendilerine bağımlı hale getirebiliyorlar. Bazı sosyal ağları düşünün. Bilgi toplamak suçlamalarıyla devamlı gündemdeler. Bundan dolayı devletlerarası sorunlar yaşanıyor, para cezaları havada uçuşuyor. Airbnb: Düşünün, insanların seyahat alışkanlıkları değişti. Artık insanlar tanımadığı insanları evlerinde kalıyor, basit bir oda kiralayabiliyorlar. Sonuç olarak Airbnb tüm Dünya’da yerelleşmiş bir uygulama konumuna erişti.
Bu platformların hepsi bütünüyle bir tasarımdır. Katmanların birbirlerine sıkı sıkı bağlanması sonucunda ortaya çıkmış, muazzam tasarımlar. Yeni dünya! Bi’ harika!
Tartışabiliriz. Evet, sosyal platformların haklı veya haksız olduklarını, Uber’in yerel taksilere zarar verdiğini, Airbnb’nin bazı kültürlere uygun olmadığını, Facebook’un tüm bilgilerimizi elinde bulundurduğunu tartışabiliriz. Ancak bunların küresel topluluğumuz üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olmadıklarını iddia edemeyiz. Bu, biz ürün tasarımcılarının başarısıdır.
Her Katmanda “Zamansız Ürün Tasarımı”
Her katmanda ürün tasarımı ibaresini göreceksiniz. Çünkü değişen zamanla beraber her şeyin, evet her şeyin ürün tasarımı olduğunu görmeye başladık. Ürün tasarımı artık her zamankinden daha fazla etkiye sahip. Ancak bunun bizlere getirdiği sorumluluğun bilincinde olmalıyız. Çok büyük bir sektörde, bitmek bilmeyen iş imkanlarına sahip olduk. Bu güzel ama sorumluluk asla unutulmamalıdır. Zanaatımızı, disiplinli bir şekilde doğru yerlere oturtmamız ve onun takipçisi olmamız gerekiyor.
Dürüst olalım mı? Derinlere doğru indikçe, yani “Toplumu Tasarlama”, “Doğayı Tasarlama” katmanlarında, ne düşünüyorsunuz? Burada hepimiz aynı yöne doğru gidiyor gibiyiz? Bu kadar derine inmek işimize mi gelmiyor? Birisi bize daha iyi bir tanım verene kadar, (sanki) hep aynı yöne dönüyoruz. Aslında bu derin seviyelerde, daha fazla tasarımcıyı, daha çok ürün tasarımı düşüncesine dahil edebilmemiz mümkün. Tasarımcılar, toplumsal düzeydeki ürün tasarımı problemleri üzerinde çalışmayı seçmediklerinde ve bundan uzaklaşmaya başladıklarında kendilerini sınırlamış oluyorlar. En derinde, en zorda, en imkansız denilen noktalarda olunmalı, yapılmalı, uygulanmalı ve sonuna kadar gidilmelidir. Tasarımcı için sınır yoktur, olmamalıdır da.
Çok sayıda tasarımcının kariyerinde olan komik bir şey var. Dış katmanlardan başlıyoruz, sanatsal boyutta neşeleniyor hatta kendimize yeni kimlikler ediniyoruz. Bu becerileri geliştirmek, tasarımın içerisinde yaşamak için yıllarımızı harcıyoruz. Ancak dürüst olmak gerekirse, etkisinden çabuk çıkıyoruz. Ürün tasarımı etkisini düşünmek için çok az zaman harcıyor gibiyiz. Tasarım aşamasında nasılsak, tasarım ile olan çalışmamız bittiğinde o bütünlüğü uzun süre saklamalı ve dansa devam etmeliyiz.
Elbette bu durum bir kapasite meselesidir. Herkes için geçerli olmayacaktır. Özünde insanız ve bir yerlerde durmamız gerekiyor. Katmanların derinliklerine inmek bir zanaat ise, bu zanaatla bütünleşen tasarımcılar için bir alkış, bizim için hiçbir zaman zor olmamıştır.
Biz artık milyonlarca, hatta milyarlarca insana dokunabilen ürünler tasarlıyoruz. Dünya nüfusu genişlemeye devam ederken, birçoğumuz herkese hitap edebilen mükemmel sonuçlar ortaya çıkarttı. Artık sadece görsel bir ürün tasarımı yapmıyoruz. İşimiz çok daha fazla detay içeriyor. Günler günleri kovalıyor, hatta aylar ayları. Çoğu ürün tasarımını yaparken, bu ürünün nasıl bir etki yaratacağı hususunda çoğumuz yeterli zihinsel kapasiteye sahip değiliz. Yine de biz, geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde artık milyonlarca, hatta milyarlarca insana ulaşabileceğimizi biliyoruz. Bunun farkındayız. Daha doğrusu her zaman için böyle bir ihtimal var. İşte bu ihtimal, bizim tasarımlarımızı zamansız yapmamıza olanak sağlıyor.
Bu yüzden biz, bir şeyler hakkında konuşurken o konunun en derinlerine inebiliyor, katmanlar arası gezebiliyor, akla gelmeyecek soruları sorabiliyor, belki de geleceğe farklı bir ışık yakıyoruz.
Katmandan Katmana Geçiş Yapmak
Farklı katmalar için farklı araçlar kullanmak durumunda kalıyoruz. Dış katmanlar için Sketch, Principle, Adobe XD ve hatta XCode gibi araçları kullanabiliriz. Orta katmanlarda InVision ve Figma gibi araçlar işimizi görecektir. İç katmanlar da ise aynı araçları kullanmamız mümkündür.
Araçlarla benzer şekilde, birlikte çalıştığımız insanları da değiştirmemiz gerekebilir. Dış katmanlarda gerçekten zanaat sahibi tasarımcılarla çalışmamız gerekecektir. Ancak derinlere gittikçe çalıştığımız kişi sayısında ciddi bir artış olabilecektir. Ve bunların çoğu tasarımcı olmayacaktır. Eğer hedefimiz “büyük etki” ise, ekibimizde buna uygun, ürün tasarımı bilmeyen insanlar da olmalıdır.
Her Zaman Hatırlanmalı: Sosyal Sorumluluk
Biz ürün tasarımcıları, dünya üzerinde muazzam bir potansiyel etkiye sahip olduğumuzun farkına varırsak, aynı zamanda büyük bir sorumluluğumuzun da bulunduğu gerçeğini de görmüş olacağız.
Ancak bu ne anlama geliyor? Biz topluma zarar verdiğini düşündüğümüz hiçbir işin içinde olmamalıyız. Çünkü biz geleceği şekillendirebilen potansiyellere sahip kişileriz. Eğer bir şirket bu amaçla bizden bir çalışma istiyorsa, bunu geri çevirme gücüne sahip olmalıyız. Bizim sosyal sorumluluk kavramımız bu olmalıdır. Her zaman, herkes için faydalı projelerde yer alarak, ürün tasarımlarımızı bu ölçekte oluşturmalıyız.
Ürün Tasarımında Daha Fazla Sorumluluk Almanın 4 Yolu
1. Bir ürünü tasarlamadan önce, o ürünü insanların nasıl kullandığını ve hayatlarını nasıl etkilediğini araştırın. İnsanları gerçekten dinleyin, sadece duymak istediklerinizi duymayın. Çoğu ürünün hoş olmayan sonuçları vardır. Bunun içerisinde olmak istiyor musunuz? Ürün tasarımı için insanları dinlemekten çekinmeyin.
Araştırma yapabilmek için çok fazla kaynağınız veya vaktiniz bulunmuyor mu? Var olan bir araştırmayı bulun ve ona güvenin. Bir ürün araştırmak için yüzlerce kişiyle görüşmenin elbette bir anlamı yok, bunun yerine mutlaka daha önceden yapılmış araştırmalar bulunuyordur, kaynak olarak bunları alabilirsiniz. Ürün tasarımı öncesinde bireysel AR-GE’nizi çalıştırın.
2. Ürününüz insanların fikirlerini etkileyebiliyor mu? Şirketinizin kurumsal yapısını, kamuoyundaki duruşunu ve bu üründen sonra sürecin nasıl ilerleyeceği hakkında öngörülerde bulunun. Bunları insanlarla ve çalışma arkadaşlarınızda paylaşmaktan çekinmeyin. Eğer sorumluluk üstlenemiyorsanız, o ürüne yeteri kadar benliğinizi veremeyeceksinizdir. Yapacağınız çalışmaların etkisini önceden öğrenmeye çalışmanız, sizin o işe bakış açınızı muazzam ölçüde değiştirecektir. Sosyal medyadaki siyasi reklamlarla ilgili tartışmalara, Twitter ve Facebook’un benimsediği farklı yaklaşımlara göz atabilirsiniz.
3. Geniş kapsamlı geri bildirimler alın. Ürününüzle ilgili toplumun her kesiminden geri bildirim almaya çalışın. En alt gelir grubuna ve en üst gelir grubuna ulaşmaya çalışın. Farklı toplumlara erişmeye çalışın. Ürün tasarımı yolculuğu başlamadan siz o yolculuğa önceden çıkmış olun.
4. Ürününüzün çevreyi nasıl etkilediğini araştırın. Ürününüz çok fazla enerji tüketiyor mu? Ürününüz çılgınca başarılı olursa, ne olacak? Bunun nereye gidebileceğini ve gittiği yerde nasıl bir etki yaratacağını düşünün. Çevre bir tasarımcı için en önemli etkendir. Eğer bir yiyecek şirketiyse bu, motosikletle veya arabayla yemek dağıtmak yerine, bisikletle teslimat yapmak, şirketi buna teşvik etmek herkes için en iyisi olacaktır. Bu sizin benliğinize ve topluma karşı sevgi, saygı ve borcudur. Ürün tasarımı çalışmalarınızı bu örnek gibi düşünün. O’nu çevreci bir odak haline getirmek için tüm imkanları zorlayın.
Tasarımcılar olarak sahip olduğumuz etki gücünü dikkatle kullanmalıyız
Tasarladığımız ürünleri sadece bir ürün tasarımı olarak görmemeliyiz. Ürünümüzün milyonlarca kişi tarafından kullanıldığı bu dünyada, disiplinin ve ürün tasarımı anlayışının birbirine nasıl bağlı olduğunu ve etkilerinin ne olduğu konusunda daha geniş bir açıdan bakabilme durumunda olmalıyız.
Sonuç olarak, tahmin ettiğimizden çok daha fazla güce sahibiz ve bu dünya üzerindeki etkimizin türü ve derinliği hakkında düşünmeliyiz. Umarız ki, bu kapsamda sahip olduğumuz etki gücü, buna bağlı gelişen çalışma sistemimiz, bizi daha esnek çalışmamız konusunda yeterli bir noktaya getirir.
Kaynak: Abstract https://www.abstract.com/blog/product-design-impact