Endüstriyel Tasarım 4.0: Ürün mü? Hizmet mi?

Ayda bir olmak üzere farklı disiplinlerden ilham veren konuşmacıları bir araya getiren KaleTalks sohbet programında Arman Tasarım kurucusu Murat Armağan ve Zeynep Falay von Flittner 29 Haziran Dünya Endüstriyel Tasarım Günü’nde Özyeğin Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölüm Başkanı Alpay Er’in moderatörlüğünde bir araya geldi. Pandemi süreci sebebiyle online mecralar üzerinden devam eden sohbetin konukları, “Endüstriyel Tasarım 4.0: Ürün mü? Hizmet mi?” teması üzerine hikayelerini ve deneyimlerini paylaştılar. Konuşmacılar Er’in “benim kafamda iki tane uç” olarak nitelendirdiği Finlandiya ve Türkiye gibi iki farklı ülkede, iki farklı bağlam ve müşteri grubu ile endüstriyel tasarımın toplum ve ekonomideki önemi hakkında konuştu ve geleceğine ilişkin öngörülerini paylaştı.

Kale Talks Endüstriyel Tasarım 4.0: Ürün mü? Hizmet mi? Konuşmacıları

Moderatör Alpay Er, ortak kararlaştırılan başlık üzerine şunları söyledi: “Nereye doğru gidiyoruz ve kimiz? Endüstriyel tasarım nereye doğru gidiyor? Başlık ‘Endüstriyel Tasarım 4.0’. Bu tabii ‘Endüstri 4.0’a doğrudan bir referans ama resmi olarak ‘Endüstriyel Tasarım 4.0’ diye bir şey yok, bunu biz yaratacağız. Büyük ihtimalle bu ‘Endüstri 4.0’ın bize getirdiği bağlam ve dinamikler ışığında olacak. Endüstriyel tasarım, adı üzerinde, her zaman endüstrinin dinamikleri ve ihtiyaçları ile yakın ilişki içerisinde oldu. Bizzat kendisinin ortaya çıkışı dahi endüstrileşmenin piyasa ekonomisi içerisindeki ihtiyaçları ile çok yakından alakalı.”

Başlığın tasarımın geleceği ile ilgili olduğunu belirten Er, “Üründen yola çıkıyoruz ve hizmete doğru gidiyoruz. Dünya Tasarım Örgütü’nün isim değişikliğinde de bunun bir yansımasını görebiliriz. Ürün, yaklaşık 20 yıl önce ürün ve sistem olarak algılanmaya başlandı. Aynı dönemlerde hizmet tasarımı gibi birtakım şeyler de telaffuz edilmeye başlıyordu ve bugün geldiğimiz noktada ne nedir, kim kimin içinden çıkmıştır gibi tartışmalar aldı başını yürüyor.” diye belirtti. Daha sonrasında ise sohbet, bu iki Türk tasarımcının bulundukları ve çalışmalarını gerçekleştirdikleri ülkeler olan Finlandiya ve Türkiye üzerinden örneklemeler ve katılımcıların soruları üzerinden ilerledi.

Değişen Endüstriyel Tasarım Süreci

Zeynep Falay von Flittner kendisini tanıttıktan sonra dünyada tasarımcının rolünün gösterdiği değişimin başlangıç noktası ve gelişimiyle ilgili şunları söyledi: “İş danışmanlığı yapan şirketler tasarımı kendi bünyelerine katarak insan odaklı tasarımı büyük şirketlerin stratejileri için kullanmaya başladılar…Servis tasarımı yalnızca dijital olarak bilgisayar ve cep telefonu gibi bazı temas noktalarına sınırlı değil. Konuya bütünsel yaklaşarak müşteri deneyimi ve çalışan deneyimini birlikte tasarlayan şirketler de var.” Buna örnek olarak von Flittner kendi çalıştığı Hellon şirketinden bahsetti.

Zeynep Falay von Flittner’dan sonra kendini tanıtan Murat Armağan, konuşmasına herkesin Dünya Endüstriyel Tasarımcılar Günü’nü kutlayarak başladı. Dünya Endüstriyel Tasarım gününün temellerinin 1957’ye dayanmasına atıfta bulunarak Türkiye’de endüstriyel tasarımın bu kadar derin bir geçmişe sahip olmadığını belirten Armağan, “Dolayısıyla bütünsel bir kültür alanı hala tam olarak inşa ettiğini söyleyemeyiz. Ama özellikle son yıllarda hem okullarla hem sizin gibi değerli öğretim üyelerimizle hem de ciddi meslek adamları üreterek ve tasarım ofisleriyle ciddi bir performans sergilemiş durumda. Biz de bir orta ölçekli tasarım şirketi olarak bu alanda bir yer kaplamaya çalışıyoruz ve firmaların ürün geliştirme faaliyeti motivasyonunu gördüğümüz zaman bunu ürüne, sonuca ve ekonomiye kazandırmaya çalışıyoruz.” dedi.

Kale Talks Konuğu Murat Armağan

Türkiye ve Finlandiya’da Tasarım

İş hayatı serüveninde tasarım, ekonomi ve mühendisliği bir bütün içerisinde ele aldığını belirten Armağan, kurucusu olduğu Arman Tasarım’da tasarımcılarla beraber mühendislerin de bulunmasını bu iş modeli ve hedefler üzerinden açıkladı. Murat Armağan, “Bizim hedefimiz özellikle Türkiye gibi sanayisi yeni gelişmekte olan kreatif alanlarla etkileşimi yeni ortaya çıkmaya başlamış olan bir coğrafya gereği ürünün hayata geçmesinde ve ekonomiye katılmasında herhangi bir risk geriye bırakmadan, bütün bunları elimine etmeye çalışarak sonuca gitmek. Dolayısıyla da birazcık buradaki tasarım ofisleri, tasarım faaliyeti biraz esnek, kapsayıcı ve bu tür eksik olma ihtimali olan konuları çözerek ilerliyor. Biz de bu yüzden mühendislik alanında da içimizde barındırarak şirketin yapısını dönüştürdük” diye belirtti.

Arman Tasarım’ın ekibi tarafından oluşturulan ürün mantığı ve stratejisini müşterilerle gerçek bir ekonomik değer oluşturabileceğini ispatlamaya çalıştığını belirten Murat Armağan, Finlandiya’daki coğrafyanın yaratıcı disiplinlerle şekillenerek büyük markaların çıkmasından bahsetti. Daha sonra kendi hedeflerini “Bizim de Türkiye’den bu tür örneklerin çıkması için, bu tür ürün ve hizmet alanları yaratan şirketlerin ortaya çıkıp dünyaya seslenebilmesi için ciddi bir motivasyonumuz var, bunu da hiç kaybetmiyoruz” şeklinde ifade etti.

İzleyicilerden gelen “Kamu kurumları politika ve hizmet geliştirirken tasarımcılarla nasıl bir çalışma yürütüyorlar?” sorusunu Zeynep Falay von Flittner şöyle cevapladı: “Bu Finlandiya’da da yeni yeni oturan bir sektör. Artık üniversitelerde ‘Design for Government’ dersleri var. Bizim dahil olduğumuz projelerin bir kısmı sağlık sektöründe. Doktorların, hemşirelerin, hastaların ihtiyaçlarını anlayarak, o servislerin daha efektif bir şekilde, daha kullanıcı ihtiyaçlarına cevap verir şekilde tasarlanmasıyla ilgili yaptığımız projeler oluyor. Şehirlerle çalışıyoruz. Katılımcı demokrasi konusu Finlandiya’da çok önemseniyor ve bunun artırılmasıyla ilgili yaptığımız bazı projeler var.” Daha sonra von Flittner, halihazırdaki projelerinin detaylarını paylaştı.

Türkiye’nin Endüstriyel Tasarımda Geleceği

Moderatör Alpay Er, Türkiye’nin her zaman kendisine nasıl ilginç geldiğini konuşmasında örnekler ile anlattı. Er’e göre, Türkiye’de hem sanayi öncesi imalat, yani atölyelerdeki zanaatkarlar mevcutken hem fabrikalarda seri üretim hem de finans ve sigortacılık gibi sektörlerde kendisini hızla yenileyen, en iyi teknolojileri kullanma konusunda Avrupa ile yarışan sektörler de mevcut. Er’e göre bu birbirinden farklı üç şıkkın bir arada bulunması ile jeopolitik konumundan dolayı adeta bir köprü görevi üstlenen Türkiye, aynı zamanda sanayi öncesini sanayi sonrasıyla da birleştirecek güce sahip.

Tasarımın Yolculuğu

Murat Armağan da geçmişten günümüze gelen endüstriyel tasarım anlayışı için firmalar ve ürünler arasındaki ilişkiyi örneklendiriyor. Geçmişte ürünlerin fabrikadan çıktıktan ve müşteri ile buluştuktan sonra müşterinin sadece firmanın servisiyle muhatap kaldığını hatırlatan Armağan, günümüzde ise hiçbir firmanın üründen bu kadar kolay kurtulamadığını belirtiyor.

Armağan’a göre ürünler ile firmalar artık bir bütün halinde hareket ediyor. Bundan dolayı da şirketlerin her zaman ürünü geliştirmesi ve kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde güncellemesi gerektiğini belirten Armağan, bunu telefon üzerinden örneklendiriyor: “Bir telefonu aldığınızdaki beklentiniz, üç ay önceki beklentinizden farklı oluyor. Bir yıl sonra ise artık dünyanın tamamen farklı bir noktaya gittiğini fark ediyorsunuz. Yeni trendlerle, yeni moda akımlarıyla veya günümüzde yaşadığımız pandemi gibi deprem gibi veya politik dönüşümler gibi birçok süreçle o kadar interaktif iç içeyiz ki artık ürünün temel fonksiyonundan öte çevresinde yaratılmış içerikler bizi ilgilendirmeye başlıyor.” Artık bir kullanıcı kitlesinden bahsedilemeyeceğini belirten Armağan, artık fiziksel tasarım ve tasarımcının servis tasarımı veya dijital kavramını bütünleyen ve doğru şekilde uzlaştıran bir kimlik niteliği kazandığını da ekliyor.

Zeynep Falay von Flitter tasarım satın alımı konusunda deneyimlerinden bahsederek şöyle ekliyor: “Benim de kendi deneyimlerimde Fjord’un İstanbul ofisini açarken (2012), tasarımın değeri ve onu satma konusunda çok daha fazla emek sarf etmek zorunda kaldık. Öte yandan Avrupa ülkelerinde tüketicilerin ve satın alan şirketlerin akıllarında tasarımın belli bir değeri olduğu ve buna bir ekonomik yatırım yapmaları gerektiği konusunda ikna etmeniz gerekmiyor, bu da belki ana farklılıklardan biri.

Tasarımcının Rolü

Murat Armağan, izleyicilerden gelen soru üzerine mühendislik ve tasarım arasındaki farkı şöyle açıklıyor: “Mühendislik biraz o ürünün doğrulanması ve hayata geçmesi için bütünsel bir eylem. Ama ürünün tanımı ve hayata geçmesi adına yapılacak yatırıma karar vermek adına da bir parça tasarımcının kararları önemli. Dolayısıyla üniversitede biçim çalışmaları yaptığımız dönemden bu yana artık kavram, strateji gibi değerler bizim formasyonumuzun bir parçası halini almaya başladı. Biz ürünün senaryolarından artık çıktık, bu üründe ne servisler çalışacak, bu ürün nerelere dokunacak [gibi konularla ilgileniyoruz]; hatta şirketler artık ürünlerinden kopamıyor. Onlarla sürekli güncelleme veya yeni ihtiyaçlarla ilgili müşterilerine dokunma ihtiyacı hissediyor. Artık ürünler de ürünlerden kopmuyor… O kadar ilginç bir teknolojik örgü içerisindeyiz ki. Artık cep telefonu televizyonla konuşuyor, televizyon klimayla haberleşiyor.”

Bir şirketin kullandığı hybridmap kavramı ile servislerin ürünle bağımsız ancak kopuk olmayan bir noktaya geldiğine değinen Armağan, artık Arman Tasarım olarak yaptıkları projelerde servis ile ürün tasarımının nasıl sentezleneceğini düşündüklerini belirtiyor. Bundan dolayı bir tasarımcının sanatçı gibi “güzel bir eskiz yaparak, güzel bir mobilya çizerek veya güzel bir obje tasarlayarak” geçinemeyeceğini belirten Armağan, “Tasarım kelimesi altında çok geçişkenlik var. Birçok tasarım disiplinini aynı potaya koymamakla beraber birbirleri arasındaki geçişkenliği kabul etmek lazım. Dolayısıyla bu alanda hizmet tasarımıyla fiziksel ürün tasarımı kesinlikle birbirinden kopuk olamaz…Artık [tasarımcı] herkesle entegre olmak zorunda ve dünyayı tanımak, yaşamak ve hatta yeni vizyonlara açık olmak durumunda.” diyor.

Zeynep Falay von Flitter bu konuya şöyle ekliyor: “Tasarımcının rolü bir eksperden, farklı paydaşların ihtiyaçlarını anlayan ve empatiyi kullanarak bu paydaşları bir araya getiren bir merkez haline geliyor. Okulda öğrendiğimiz konulardan çok bambaşka bir yere geldik. Stratejik düşünme ve kavramsal düşünme önemli. Ama empati çok önemli. Daha başarılı ve müşteri odaklı servisler için bu tür duygusal beklentileri algılayıp farklı bakış açılarından bilgileri bir araya getirmek lazım.”

İşe Alacağınız Genç bir Tasarımcıdan Beklediğiniz Nitelikler Nelerdir?

Armağan, kendisi için tasarımcının formasyon eğitiminin 4 yıllık üniversite döneminde en önemli şey olduğunu belirtti. Firmasının işe alırken tabii ki kriterleri olduğunu ancak birinin tüm bu kriterleri birebir şekilde karşılaması gerekmediğini de ekleyen Armağan’ın beklediği nitelikler:

Kavramsal düşünme yeteneği ve tanımlama, yani kavramsal düşünceden sonra yazıya dökebilmek. Armağan için bu eskiz üretebilmekten bazen daha önemli.

Stratejik düşünme yeteneği. Bu da birinin kriz anında bu krizin nasıl üstünden gelmeye çalıştığı hakkında.

Araştırma. Armağan burada iki öğrencinin araştırma konusunda çok farklı olduğunu ve araştırma yöntemlerinin kesinlikle üniversite döneminde okutulması gereken bir konu olduğunu belirtiyor.

Çok iyi bir takım oyuncusu olmak.

Öz Motivasyon. Kurucusu olduğu tasarım ajansının özellikle bu kısmı stres testleri ile denediğini belirten Armağan, kendisi için birinin çok başarısız hissettiği bir noktada bile enerjisini artırması ve konuyu baştan da olsa ele alıp sonuca gitmesinin önemli olduğunu söylüyor.

Müşteri Geri Bildiriminin Önemi

Müşteri geri bildirimini önemsemeden hareket etmenin geçmişte kaldığını belirten Armağan, müşteri değil de patron veya bir grup otoriteye bağlı kararın aynı zamanda riskli olduğunu söylüyor. Armağan günümüzde teknolojilerin de yardımıyla sürekli geri bildirim alma şansına sahip olduğumuzu belirterek, VR teknolojisinin de bu şekilde kullanılabileceğini ekliyor. VR teknolojisini büyük ölçekli nesneleri deneyimlemek için önemli bir test ortamı oluşturuyor. Son dönemde Arman Tasarım ekibinin tematik park projesinde de VR teknolojisi ile bazı kişilere parkın içerisindeki unsurları denettiklerini söyleyen Armağan, bunu müşteri isteğinden değil de riski azaltmak için yapılan bir önlem olduğunu belirtiyor.

Sohbetin kapanışı, sohbetin teması olan Endüstriyel Tasarım 4.0’ın ne sadece ürün tasarımıyla ne de hizmet tasarımıyla olabileceğini gösteriyor. Bu iki disiplinin birleşimi, konuşmacılara göre tasarımın geleceğini oluşturacaktır.

Yarının ürünlerini,
sizin için
tasarlıyoruz!

Haber bültenimize kaydolun

Arman Tasarım’ın dünyasından yeni ve ilham verici içerik için kaydolun.